2011 yılından itibaren yürürlükte olan Ortaöğretim Kurumları
İngilizce Dersi Öğretim Programını daha önceki programlardan ayıran en temel
özelliğinin programının felsefesinin güncel İngilizce Öğretimi yaklaşımlarına eskilere
oranla daha çok dayandığı kanaatindeyim. Öyle ki, programla birlikte ilk kez Diller
İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni’nde belirtilen A1, A2, B1, B2 ve C1 seviyeleriyle
resmen tanışmış olduk. Lakin uygulama aşamasına gelindiğinde işlerin biraz
karmaşık bir hal aldığı gerçeğiyle yüzleştik. Program biz İngilizce
Öğretmenleri zümresinden tıpkı bir dil kursu işletiyormuşçasına hareket
etmemizi istiyordu. Ortaöğretim hayatına yeni başlayan 9.sınıf seviyesindeki
öğrencilere seviye tespit sınavı yapılması ve farklı dil seviyelerine göre
sınıflar oluşturulması buna en somut örnek. Neyse ki, “okulun fiziki şartlarını
ve imkânlarını göz önünde bulundurmak” gibi bize sığınacak bir liman düşündüklerinden,
işlerin arapsaçına dönmesinden kurtarıldık.