7 Haziran 2013 Cuma

Heceleyen Arı [Spelling Bee]

Yarışmacıların verilen kelimeyi hecelediği (harf harf söylediği / spelling) bir yarışma türü. Amerika'da 1925'ten beri eyaletler düzeyinde ve ulusal düzeyde yapılıyor. Yarışmacılar kelimeyi duyduktan sonra yarışmayı idare eden kişiden kelimenin anlamını veya hangi dilden geldiğini, hatta kelimenin örnek bir cümlede kullanımını  isteyebiliyorlar veya derhal heceliyorlar. Nihayetinde kelimeyi doğru hecelerlerse yarışmaya devam ediyorlar. Elenenlerden sonra geriye kalan kişi galip geliyor.

26 Mayıs 2013 Pazar

İyi Öğretmen


"Bir öğretmenin iyi olup olmadığı öğrencilerine çabucak yanıtlayabildikleri kaç soru sorabildiğinden değil, kendisnin yanıtlamakta zorlanacağı kaç soruyu öğrencilerine sordurabildiğinden anlaşılır. "

~ Alice Wellington Rollins ~

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Konuşan Kitap Şenliği

Devlet adamlarının eşlerii çeşitli sosyal sorumluluk projesini himayesi altında yürütüyor, bazı konularda toplumda farkındalık yaratmaya gayret ediyor. Hatta kocalar eşler kadar "sosyal sorumlu" olsa dünyamız daha güzel olurdu. Bir noktada savaşları kocalar çıkarıyor, yaraları first ladyler sarıyor diyebiliriz. Çocukları aç, kadınları dul bırakan kocalar oluyor ama okuma yazmayı öğreten projeleri eşler yürütüyor.Hal böyle olunca eşlerin devlet adamlarından daha hayırlı işler yaptığı ortada.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül de an itibariyle bir kaç projeyi himayesi altına almış, misafirliğe gelen devlet adamı eşleriyle vakit geçirmenin ötesinde de işler yapıyor. Asıl değineceklerim tam da bu noktada başlıyor. Hayrünnisa Gül, 21 Mayıs 2013'te Konuşan Kitap Şenliğinin 6. durağı olan Erzurum'a geldi. Ben de öğretmen arkadaşlarım ve öğrencilerimle "görevli" ve "zorunlu" olarak programa katıldım. Programın en olumsuz yanı 5 saat sürmesi ve üst düzey protokol kurallarının uygulanıyor olması oldu. Devletin bir numaralı adamının eşi söz konusu olunca üst düzey güvenlik önlemleriyle karşı karşıya kaldık, e birazcık da tedirgin olduk. Vaktimizin çoğunu first ladylerle geçirmiyoruz ne de olsa.

1 Nisan 2013 Pazartesi

Öğretmenlerin Çok Örgütlü Mücadelesizliği

Türkiye'de eğitim iş kolunda eğitim çalışanlarını temsil eden hali hazırda 33 sendika var. Ağustos 2012 itibariyle, iki yüz binin üzerinde üyesi olan da var, üye sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen de. Her düşünceden öğretmenler arasında özlük hakları ve eğitim meseleleriyle ilgili bazı konularda duyulan rahatsızlıkların paralellik gösterdiği şu günlerde bu kadar çok sendika etrafında örgütlenip hak aramak, aramaya çalışmak ne kadar mümkün, orası tartışılır. Bir başka nokta da bu kadar çok seçeneğe rağmen örgütlülük oranının %50-60 civarında olması. Örgüt sayısının çokluğu ile çalışanların örgütlülük oranı arasındaki orantısızlığı neye bağlamalı?

Çalışanla İlgili:
- Örgütlülüğün gücüne inanmamak,
- Çeşitli gerekçelerle eylem, grev vb faaliyetlerin içinde bulunmama isteği
- Dışlanma, yöneticilerden tepki görme vb. kaygılar.
- Hiç bir sendikayı kendine yakın bulmama (ki bu gerekçe aşağıda da olabilir. Böyle bir gerçek varsa, bunun sebebi çalışan mı, sendika mı, tartışılır).
- SİZİN GEREKÇENİZ?

Sendikalarla İlgili:
- Sendikalar ile siyasi partiler arasındaki dirsek temasının verdiği rahatsızlık,
- Özlük hakları ve eğitim meselelerinin ötesindeki politikaları ilk sıraya koymaları, 
- Örgütlenme anlayışlarının üye yapmaya endeksli olması,
- Üyelerine yeterince kendilerini ifade etme olanağı vermemeleri,
- Anti-demokratik tüzükleri (seçim, görev dağılımı vb. konularda)
- SİZCE?

Herkese şimdiden iyi tatiller.  

İSTATİSTİKİ BİLGİ:
- 11 iş kolu altında hizmet veren kamu çalışanları sendikaları [Memur Sendikaları]
http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/cgm.portal?page=sendikalar&id=1.1
- Eğitim iş kolunda hizmet veren sendikaların üye sayıları:
http://www.memurlar.net/haber/269521/

11 Şubat 2013 Pazartesi

Özel Öğretim Kurumlarında Çalışanların Sendika Üyeliği / Neden Farklı Sendikadalar?

Marmara ELT'nin en başarılı hocalarından Kamile Hamiloğlu Hocamız bir gün derste arkadaşlardan birinin sorduğu "özel ders konusunda önerebileceğiniz yayın var mı?" sorusunun akabinde bir an duraksamış, sonra da şöyle demişti: "ELT alanında referans gösterilecek çalışmaların yapıldığı ülkelerde (ABD, İngiltere vb.) özel ders ancak çok zengin bir zümrenin satın aldığı bir hizmettir, bu hususta yayın bulmak çok kolay değildir." Söylediklerini birebir hatırlamam mümkün değil ama bu minvalde bir iki cümle sarfettiğinden eminim. Bizim bu kadar çok özel öğretim kurumuna sahip olmamızbu kurumlarda bu kadar çok çalışan olması sınav merkezli eğitim sistemine sahip oluşumuzdan ileri geliyor şüphesiz.